Büyükelçilere verilen dosyada neler var?



28 kişinin hayatını kaybettiği Ankara'daki canlı bomba eyleminden sonra 7 ülkenin büyükelçisi Dışişleri Bakanlığına çağrılarak bilgilendirilmişti. Büyükelçilere sunulan dosyada PKK-PYD arasındaki hiyerarşik ilişki ve Ankara'daki canlı bomba eyleminde yaptıkları işbirliği yer aldı.

Büyükelçilere, İngilizce olarak hazırlanan ve 49 sayfadan oluşan kapsamlı bir dosya sunuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Başkan Obama ile görüşmesinde, “Bu konudaki bilgileri Ankara'daki büyükelçinize aktardık dediği dosya.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın PKK-PYD ilişkisine dair sözlerinin yer aldığı dosyada PYD'de yönetici konumunda yer alan 109 PKK'lıyla ilgili mahkeme kararları yer alıyor. Çeşitli tarihlerde PKK terör örgütünün eylemleriyle ilgili olarak Türkiye'deki mahkemelerde açılan davalardan karar örneklerine yer veriliyor. PKK kadrolarında çeşitli kademelerde yönetici pozisyonunda olup, PYD'de görev alan 109 isim arasında Suriyeli ve İran uyruklu teröristler de var. Bunlar daha çok PKK'da sözde eyalet komutanı olarak görev yapan militanlar. Suriye'deki çatışmalarda PYD'lileri sevk ve idare ettiler. Bunlardan 9'u Avrupa'da PKK adına faaliyette bulunurken Suriye'ye gelen isimler. Daha çok PYD'nin dış ilişkilerinde rol üstlenmişler. Bunlardan ayrı olarak Kandil'in Arapça dış ilişkilerini yürüten militan da şu anda PYD'nin yönetim kademelerinde görev yapıyor. PYD'de görev üstlenen PKK'lılardan 27'si Suriyeli, 16'sı ise İranlı. Geri kalanı, Türkiye vatandaşı olan ve PKK saflarında terör eylemlerine katıldıkları mahkeme kararları ile sabit olan isimler. Bunların bir kısmı PYD'nin kontrolündeki kantonların güvenlik ve istihbarat birimlerinin başında bulunuyorlar. Dırbasiye, Afrin, Cizre, Kamışlı'da güvenlik ve istihbarat birimlerinin başında Türkiye'den giden PKK'lılar bulunuyor. Büyükelçilere sunulan dosyada bunların isimleri ve görevleri tek tek sıralanıyor. Ayrıca PKK'nın çatı örgütlenmesi olan 53 kişilik KCK yönetiminden 17'si bir süredir Suriye'de. PYD'nin örgütlenmesi, Esed rejimi, İran, Rusya ve ABD ile ilişkilerde karar merciinde yer alıyorlar. Mustafa Karasu, Sofi Nurettin ve Behoz Erdal en tepedeki üç isim. Bir süredir paylaşmaya çalışıyorum. Özellikle Mustafa Karasu ve Sofi Nurettin Şengal'de ikinci Kandil kurulması çalışmasını yürütüyorlar. ABD hemen Şengal'in dibinde El Hacer'deki havaalanı pistini bir buçuk kilometre uzattı, orada kendine savaş uçaklarının iniş kalkış yapabileceği bir hava üssü kurmanın peşinde. PKK'yı Şengal'e yerleştirerek Barzani'nin Peşmergelerine ve daha ileri aşamada DEAŞ'a karşı tampon bölge oluşturuyor.

Suriye'de kanton yönetimlerinin oluşmasıyla birlikte PKK ve PYD'nin önünde, Kandil, Şengal ve Kuzey Suriye gerçeği oluştu. ABD ve Rusya'nın katkıları, Esed rejimi ve İran'ın akıl hocalığı ve alan açmasıyla.

Büyükelçilere verilen dosyada yer alan ve PKK ile PYD arasındaki organik ilişkiyi ortaya koyan bir başka kanıt ise, PKK kamplarında PYD'ye, PYD kantonlarında ise PKK'ya açılan eğitim üssüyle ilgili.Derik ve Dırbasiye'de PKK'ya ait silahlı eğitim kampı bulunuyor. Türkiye'den götürülen militanlar burada, “şehir savaşları” eğitiminden geçiriliyor. Suriye'deki iç savaşta pratik yapıyor, ustalaştıktan sonra Sur'da, Cizre'de, Silopi'de, Nusaybin'de,İdil'deki çatışma alanlarına sevk ediliyorlar.

PKK ve YPG yönetimlerinde ortak isimler yer alıyor. Eylem kararları birlikte alınıyor. Bölgesel aktörlerle ilişkiler birlikte yürütülüyor. Burada karar mercii konumunda elbette ki PKK var.

PKK kamplarında da YPG'nin eğitim üsleri var. En önemlisi PKK'nın en eski kamplarından biri olan Hakurk kampında, YPG yöneticilerine eğitim verilen üs.

PKK ile YPG zamanla Rus Matruşkasına döndü. PKK'nın içini açıyorsun YPG çıkıyor. YPG'nin içini açıyorsun PKK çıkıyor. YPG, Suriyeli bir örgüt olmasına rağmen esas patron PKK…

Büyükelçilere sunulan dosyada yer alan ilişki ağını sadece biz bilmiyoruz. Dosyayı sunduğumuz büyükelçilerde bu ilişkiye dair daha çok bilgi olduğundan adım gibi eminim. Ama uluslararası ilişkiler böyle yürüyor.

Ankara'daki patlamadan sonra PYD'li Salih Neccar'ın kimliği belirlendiği ve PKK-PYD ilişkisine dair kapsamlı dosya kendileriyle paylaşıldığı halde ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kirby, “Kimin yaptığı bizim için karanlık” demedi mi? Karanlık olan Kirby'nin açıklaması değil, karanlık olan ABD ile PKK ve PYD arasındaki ilişki.

Bakın AB Türkiye raportörü Kati Piri, 28 vatandaşımızın hayatını kaybettiği canlı bomba eyleminden bir gün sonra Türkiye'ye geliyor.

Ankara'ya uğrayıp en azından acımızı paylaşması gerekirken Diyarbakır'a gitmeyi tercih ediyor. Sonra PKK'nın çözüm sürecine son verip şehir savaşları konseptine geçtiği bir süreçte, Sur'da çatışmaların sürdüğü bir dönemde bir rapor hazırlıyor. Raporda PKK'dan terör örgütü olarak dahi söz edilmiyor. Oysa PKK, AB'nin terör örgütleri listesinde en başta yer alıyor. PKK'ya terör örgütü denilemezse dünyada hiçbir örgüte terör örgütü denilmez.

2 Ay önce Brüksel'deydim. Otellerin içinde, sinemaların önünde, alışveriş merkezlerinin kapısında silahlı askerler nöbet tutuyor. Brüksel'in meydanlarında zırhlı askeri araçlar duruyor. Belçika'nın Sur, Cizre, Silopi, İdil, Nusaybin ilçelerinde çatışmalar mı sürüyor? Yok. Sadece Paris'teki saldırıdan sonra tedbir almışlar. Biz burada tedbiri geçtik, 300'e yakın şehit vererek bir mücadele yürütüyoruz.

Brüksel'de 28 kişinin hayatını kaybettiği canlı bomba eylemi olsa, 81 Belçika vatandaşı yaralansa, Belçika'nın bazı yerleşim alanlarında terör saldırıları nedeniyle çatışmalar devam etse Piri aynı raporu düzenler miydi?

Ya da Başkan Obama ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görüşmesinden sonra ortak açıklamada YPG yer alırken, daha sonra Türkiye'den habersiz olarak bu ibare metinden çıkarılır mı?

Niye yapıyorlar?

Çünkü niyetleri bozuk.

Çünkü suçu ortak işliyorlar.


Abdülkadir Selvi

Yorum Gönder