Cumhuriyet gazetesinden bir zat-ı muhterem, Leyla Zanahakkında “yakışıksız” ifadeler kullanan bir yazarın üzerinden adeta, “zihinsel soykırım” gerçekleştirmiş.
Oysa bilebildiğim kadarıyla aklı başında, efendi bir insan evladıydı.
Nerde, hangi ara gözünü bu kadar kin bürüdü, muvazeneyi nasıl bu kadar dağıttı, anlamadım gitti.
Gerçi sürekli takip ettiğim biri de değil, ayda yılda bir rastlarsam, şöyle bir göz gezdiririm yazılarına, o kadar.
Bu sefer, ne yalan söyleyeyim, göz gezdirdiğime de pişman oldum; keşke hiç dönüp bakmasaydım.
Tamam, Leyla Zana hakkında söz konusu ettiği lakırdılar gerçekten de çok kötü, çok fena.
Lakin kendi sözleri bin kat daha fena.
Eleştiriyle uzaktan yakından alakası yok, hakaret ediyor sadece.
Mesela, “tezek” diyor!
Bununla da kalmıyor.
Hakaret ettiği o yazarın ifadelerini topyekûn bir zihniyete hasrediyor!
Bununla da kalmıyor.
Bu zihniyetin iktidarda olduğuna hükmediyor!
Ne kadar toptancı, ne kadar arsız, ne kadar usaresiz ve idraksiz bir hükümdür bu!
Şu ifadelere bakar mısınız Allah aşkına: “Ama bu bir zihniyet. / Sahiplerinin kafalarının içi tıklım tıklım tezek dolu bir zihniyet… / Desmond Tutu ile, Şirin Ebadi ile, Noam Chomsky ile, Vedat Türkali ağabeyim ile aynı kurulda yer verilecek kadar saygın ve değerli bulunan Leyla Zana'yı böyle görüp tanımlayan bir zihniyet…
Ve bu zihniyet iktidarda olmanın gücüyle kendileri gibileri çoğaltmak için dörtnala kalktı. Duyduğunuz kişnemeler onlara ait…”
Nedir bu?
“Güliver kompleksi” müstahsili bir özgüvene sahip hasbelkader bir aydın bile Türkiye Cumhuriyeti hükümetine, bir yazarın beğenmediği yazısı üzerinden, “tezek zihniyeti” şeklinde hakaret etmez.
Ancak cehalet sarhoşu zıpçıktı tecessüs sahibi bir insan bu denli ölçüsüz, izansız ve insafsız olabilir.
Ancak bariz özelliği bayağılık, baskın kişiliği muvazenesiz madrabazlık olan bir insan bu kadar tozutabilir.
Ve, ancak şaşkaloz şuurlu, samimiyetsiz ve nobran olanlar bu kadar küstahlaşabilir.
Kifayetsiz muhteris olmanın da bir sınırı vardır yahu, bu nedir?
Hayır yani, bu zat-ı muhterem, Leyla Zana'yla görüşecek diye Erdoğan'ı eleştiren “muhalif” yazarlara ne diyecek?
Onların zihniyeti de mi iktidarda?
Geçenlerde Sözcü gazetesi yazarlarından Emin Çölaşan şöyle yazmıştı: “Türkiye siyasetinde ilginç bir kadın var. Son seçimde yineHDP'den milletvekili seçildi (…) Arkadaş kürsüye çıktı ve yine kendince bir cingözlük sergilemeye kalkıştı. (…) Sonra yağcılığını sürdürdü (…) Bayan Leyla şimdi yeniden Tayyip'e yanaştığına göre (…) İşin ilginç yanı ise HDP'yi hiçbir konuda muhatap kabul etmeyeceğini defalarca açıklayan Tayyip bu randevu istemine olumlu yanıt verdi. Kadınla bire bir konuşacaklar (…) Tayyip'in muhatabı sıradan, ilkokul mezunu bir kadın…”
Soralım şimdi:
Leyla Zana'yı bu şekilde aşağılayan Emin Çölaşan'ların zihniyetiyle7 Haziran sonrası “blok” kurmaya çalışan zihniyet nasıl bir zihniyettir?
Kendi ifadenizle, “kişneyin” bakalım beyefendi.
Yorum Gönder