Üşüttüler


Kuzey Irak'la petrol anlaşması yapmış, ABD ve İngilizler'in canını fena halde sıkmıştık. Türkiye'de kimsenin anlaşmadan haberi yoktu henüz. Erdoğan o dönemde ABD'ye giderken İngiliz Reuters muhabiri nasıl olduysa duymuş ve havaalanında "Bu anlaşma doğru mu?"diye sormuştu. Erdoğan da "Evet ama diklenenler var" demişti.
Onun için Gezi ile, 17 Aralık'la darbe girişiminde bulundular.
Halkın yarısından oy alarak ezici üstünlükle iktidara gelen Erdoğan'ı indirmek istiyorlardı.
Rahatsızlardı, 100 yıldır "Emredersiniz" diyenlerle Ankara'yı yönetiyorlardı.
Bankaları boşaltıyorlar, batırıyorlar, milyar dolarlarımızı götürüyorlardı.
IMF'den adamlarını "KURTARICI" diye gönderip omuzlara aldırıyorlar, bizi türbanla uğraştırıp, dışarıya kör ediyorlardı. IMF elemanları bile bir gecede bu ülkede kanunları değiştirecek kadar kudretliydiler. MİT'in maaşları CIA'dan geliyor, istihbaratımız MOSSAD'a çalışıyor, siyasetçilerimiz, medyamız, aydın görünümlü yazarlarımız Amerikancı, İngilizci, Almancı diye bölünüyordu. Köşelerinden kalemleri ile Ankara'ya istediklerini yaptıranlar, Washington'da, Londra'da, Berlin'de kurslarda eğitiliyordu. Yabancı vakıflardan, hatta yabancı internet sitesi yazarlığından bile banka hesaplarına maaş yatırılanlar vardı ülkemizde. Hala da var. Nitekim ABD başkan yardımcısı Dick Cheney Türkiye'ye geldiğinde seçilmiş gazeteci, yazarlara özel bir parti vermişti. O partiye çağırılanlar arasında Washington çıkarları için yayın yapan internet sitesinde yazarlık yaparak maaş alan Türkler de vardı. Batı sistemini, borç para ve maaş yöntemi ile muhteşem organizasyona çevirmişti. 13 yıldır farklı bir Ankara çıktı karşılarına. Washington'da, Londra'daki gazeteler onun için geçtiğimiz hafta bile Erdoğan'a saldırıp "Öngörülemez, ne yapacağı belli olmayan bir lider" diye yazıyorlar. Ağlama duvarına dönmekte sonuna kadar haklılar. Çünkü geçmişte bu ülkeyi yönetenlerin, daha masaya oturmadan "Peki" diyeceği çok rahat öngörülebiliyordu.
Şimdi bırakın oturmadan önce, oturduktan sonra bile ülke çıkarlarına ters bir durumda gerekirse masayı deviren bir lider var karşılarında. "Peki" demiyor Erdoğan. Bu durum çıldırtıyor adamları. 100 yıllık bir alışkanlık masaların altında sürünüyor. Onun için PKK, tıpkı Avrupa, ABD'deki Neoconlar, bizim muhalefet, paralel ve sol gibi düşünüyor,"Hedefimiz Erdoğan'ı indirmek" diye gururla İngiliz Times gazetesine demeç veriyor. Onun için Pensilvanya, Ankara'ya terör saldırısı olduğu dönemde Rus gazetesine "Türkiye terörist Devlet" imasında bulunuyor. Türkiye 7 düvele karşı 7 cephede BAĞIMSIZLIK savaşı veriyor. "Peki" demeyene bu defa terörle darbe yapmayı deniyorlar. Şöyle bir hatırlayın... Erdoğan Somali'ye, Türk mallarını Afrika ve Asya'ya ihracatı için altın değerinde limanı almaya gitmeye kalktığında ne olmuştu? Daha yola çıkmadan geçeceği güzergahta bombalı saldırı yapılmamış mıydı? Almanya'ya gittiğinde, Okmeydanı karışmamış mıydı?
Bir ay önce Azerbaycan ile TANAP doğalgaz projesi için Bakü'ye gitmeye kalktığında Ankara'da bomba patlamamış mıydı? İkinci kez imza için Bakü'ye gitmeye hazırlanırken yine Ankara'da PKK maşaları devreye sokuldu. TANAP Rusları deli eden bir projeydi. Ancak bundan rahatsız olan başkaları da vardı. Onları da sevgili Taha Dağlı deşifre ediyor ve bakın ne diyor; "Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı 11 ortaklı projeydi. Türkiye'nin payı sadece yüzde 6.5'tu. En uzun güzergah Türkiye'den geçmesine rağmen hem de. Petrolün sahibi Azerbaycan'ın payı ise sadece yüzde 25'ti. Peki kaymağı kimler yiyordu? Yüzde OTUZLUK payla İNGİLİZLER ve yüzde 14 ile ABD." Peki Azerbaycan petrollerinde durum bu, TANAP doğalgaz projesinde ise ne? Sıkı durun... "Türkiye yüzde 30 paya sahip... İngilizler ise yüzde 12'ye düştü." EnSonHaber.com Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tutan'ın açıklamalarını yayınladı. "Ekonomiye son 30 yıllık terörün maliyeti resmi açıklamaya göre 1,2 trilyon dolar; yani yıllık 40 milyar dolar yapıyor. Bu da son yıllarda verdiğimiz yıllık cari açık tutarına denk bir meblağ ediyor." Ve ekliyor, "Otellerimizin 10 milyar dolar, esnafın 25 milyar dolarlık kaybını da göz önüne alırsak yıllık 35 milyar dolar." Yani yılda toplam 75 milyar dolar kaybetmesek uçacağız... Bağımsız, BÜYÜK TÜRKİYE'nin ayak sesleri üşütüyor adamları... Onun için maşalarla sobayı karıştırıp ısınıyorlar.


Bekir Hazar

Yorum Gönder