Neden Cizre!


Neden Cizre!



Bu topraklarda tesadüfe yer yoktur. Her şeyin ince bir planı ve içinde şeytanı barındıran ayrıntıları vardır.
Kimse şans eseri bir yerde değildir!
İsimlere girmekten kaçındığım için ben de zorlanıyorum.
Oysa tablo güneş gibi ortada! Kimin kimle oturup kalktığı, kimin kimle ortaklık yaptığı, kimin kimle strateji belirlediği SIR değil...
7 Haziran öncesine gidelim...

HDP lideri Selahattin Demirtaş hangi grubun gazetesine konuk oldu?

Hangi grubun gazetecileriyle oturup yemek yedi?

Hangi grubun televizyonlarında saz çalıp türkü söyledi.

Hangi patronun evine konuk olup sazını konuşturdu?
Şimdi de Kandil'e gidelim...
Karayılan bir söyleşide "PKK'nın Türkiye içinde silahlı mücadeleyi sürdürmek için gerekli ve yeterli bir nedeni kalmamıştır!" dedi. Bu sözlerden sonra bizler görmesek de KANDİL'de darbe oldu ve karşı ekip Cemil Bayık liderliğinde örgütü ele geçirdi.
Örgütte durum karışık! Oraya zırp pırt giden arkadaşlar yazmıyor ama DAĞ'da her ekolün yeri ayrı.
Almancılar, İngilizciler, Rusçular, İrancılar, Amerikancılar ve Türkçüler'in yeri ayrı. Coğrafi olarak farklı. Kimse birbirine güvenmez.
Kimse birbirini sevmez.
Özellikle şimdi etkili olan Şİİ grup hepsinden farklı.
Demirtaş'ı bağrına basan grupla Kandil'deki darbe aynı şeydi aslında.
MAKAS değiştiriliyor ve PKK üzerinden başka bir siyasi amaca yelken açılıyordu. Demirtaş'ın Kemal Derviş'le tanışması, BENENSON'a götürülmesi, Graham Fuller'dan destek alması, merkez medyanın bir anda sahip çıkması tesadüf değildi. Sadece bu mu?
Değil elbette!
Cizre Belediye Başkanı olan hanımefendinin gelip siyasete girmesi de tesadüf değildi. En genç belediye başkanlarından olan Leyla İmret gariptir geçtiğimiz gün Vice News'a konuştu. İngiliz Vice News'in "Türkiye'de iç savaş çıkacak:
Kürt direnişinin merkezine hoşgeldiniz" başlığıyla sunduğu haberde genç hanım iddialı sözler ediyordu.
Ortadoğu'da geçiş üstünlüğü olan Vice News'a içini döken Leyla Hanım "Bir söz vardır, barış olacaksa Cizre'den başlayacaktır ve savaş da olacaksa o da Cizre'den başlayacaktır. Türkiye'de bir iç savaş yürüttüğümüzü söyleyebiliriz" dedi...
İÇ SAVAŞ sözü ne demekti! Bu aklı kim veriyordu!
Batı basınının ısrarla attığı "Türkiye'de iç savaş kapıda" manşetlerinin bu hanımefendinin ağzından çıkanlarla bir akrabalığı var mıydı?
Demirtaş'ın Almanya ile olan yakınlığının bir benzeri de Leyla Hanım'da vardı. Cizre'nin ilk kadın belediye başkanı olan Leyla Hanım, 1987'de Cizre'de dünyaya geldi.
1992'de babasının güvenlik güçleri ile PKK arasında yaşanan bir çatışmada arada kalarak hayatını kaybetmesinden sonra ailesi ile Mersin'e göç etti.
1996'da Almanya'ya giderek yaşamını Bremen kentinde akrabalarının yanında sürdürdü.
Genç Belediye Başkanı Leyla İmret, Almanya'da Pedagoji öğrenimi gördü.
Leyla Hanım geldikten sonra ALMANYA'yı Cizre'de görmek çok kolaydı! Adeta yardım yağdırıyorlardı!
Her türlü makine belediyenin hizmetine sunuluyordu.
Koskoca Türkiye dururken Almanlar özel olarak Cizre'yi kardeş İLÇE olarak seçmişti!
Yaklaşık 130 bin nüfusu olan ilçe belli ki biz bilmesek de Almanlar için önemliydi!
Mesela PKK'nın Ortadoğu'ya açılan kapısı burasıydı. Sınır ticareti buradan yürürdü!
Ve Türkiye içinde PKK'nın KOBANİ'si burasıydı!
ÖZERKLİK çıkışını buradan başlatıp domino etkisiyle önce Diyarbakır'a ardından tüm bölgeye yaymak gibi projeleri vardı. Biz bilmesek de görmesek de BATI BASINI çok önceden gördü!
Independent, BBC, Guardian, Daily Telegraph, Financial Times ve The Times muhabirleri, 1 ay önce Cizre'ye geldi... O bölgeden haberler hazırladı...
Tutuklanıp sınırdışı edilen Vice News muhabirleri Jake Hanrahan ve Philip Pendlebury de 2 gün Cizre'de kaldı...
Ve bölgeye gelen yabancı basın PKK'nın yanıbaşından deklanşöre basıyordu. Yani içlerindeydiler.
Yani ne Cizre, ne Leyla İmret Hanımefendi, ne de Demirtaş tesadüf değildi.
Ne Leyla Hanım'ın ALMANYA'da büyümüş olması, ne merkez medyanın HDP aşkıyla yanıp tutuşması, ne Demirtaş ve sazının parlatılması, ne Cizre'nin CEPHANELİĞE dönüştürülmesi kendiliğinden olan biten şeylerdi.
Şu an CİZRE'de bir mahalle içinde 100 ev PKK'lılarca doldurulmuş durumda.
Sivillere zarar gelmesin diye asker-polis özenle hareket ediyor. ÖZERKLİK başlatacakları evler şu an kuşatılmış halde!
Adım atamıyorlar! Nefes almakta bile zorlanıyorlar.
Her taraf çevrilmiş durumda.
Daha da ilginç bir şey vardı!
Silahlı teröristlerin hepsi NUR Mahallesi'ndeydi.
Özerklik NUR Mahallesi'nden çıkıp bölgeye yayılacaktı.
Plan buydu!
Tabii olmadı, olamazdı.
PKK'lı bir grup devletin sivillere zarar vermemek için itina ile attığı adımı yanlış anladı.
Yanlış anladıklarını da Cizre'de anladılar. İsim vermiyorum! Ama siz biliyorsunuz.
Gazetecilik görevini aşarak pekçok yazar-çizer HDP'ye yaklaştı. Belki hepsi iyi niyetliydi.
Bilemem.
Ama benim baktığım yerden inanılmaz bir görev dağılımı görünüyor. Kemal Derviş'ten Aydın Bey'e, Benenson'dan Fuller'a, Kandil'den Cizre'ye...
Burası Türkiye...
İşler düne kadar bu bağlantılarla gitti. Ama artık zor.
Çünkü Türkiye eski Türkiye değil. Türk de Kürt de bu vatanın evladı. Bakın şehitlerimize..."Diğer evlatlarım da bu vatan için feda olsun" diyen Kürt ana-babalar var.
1000 yıllık kardeşlik, 100 evdeki eşkıya ile çöpe gitmez.
Leyla Hanım üzülecek ama CİZRE temizlendiği zaman İÇ SAVAŞ değil kardeşlik kazanacak...
Kimse yabancılar için ölmek istemez Leyla Hanım!

Yorum Gönder