Emperyalist
Batı neden M. Kemal'e hayran oluyor? (Eğer gerçekten böyle bir şey varsa!)
Devlet aydını
Burada da
kendini ele veriyor.
Gerçek
Yönleriyle Atatürkçülük ‘ün yazarı;
"Batılı
yazar ve politika adamları Türk Devrimi'nden Doğu âleminden bir kader, alın
yazısı değiştirir gibi, Batı
Medeniyetine
yönelmesini bir takdir, hayranlık ve büyük bir başarı sayarak
bahsetmişlerdir" diyor.
Herhalde
emperyalist devletlerin yöneticileri ve sözcüleri, M. Kemal'in **mavi gözlerine
hayranlık Duymuyorlardı.
Onu emperyalist çıkarlar açısından
değerlendiriyorlardı...
Bu açıdan bakılınca da Kuşkuya yer
yoktu. Zira tutulan yol "yeni-sömürgeciliğin" yoluydu.
Türkiye'de 1920'lerde, 1930'larda
gerçekleştirilenler,
Klasik sömürgeciliğin tasfiye edildiği
Emperyalist
Savaş
sonrasında birçok yoksul ülkede gerçekleştirilenlerin öncüsüydü...
Gerçekleştirilen "inkılapların
Batı'ya bir
zararı dokunmadığı gibi, tam tersine Batı'nın işini daha da
kolaylaştırmaktaydı. Bu durumu çok iyi
Bilen
emperyalist yöneticiler, M. Kemal'in kişiliğinde güvenilir bir müttefik
bulmuşlardı. Onun kişiliğinde
Ayrıca Batı
hayranlığının en radikal temsilcisini bulmuşlardı...
Bu yüzden, klasik
sömürgecilikten kurtulan ülkelere** Batılı yöneticilerin, akıl hocalarının, bu
arada "bilim
Adamlarının,
M. Kemal örneğini vermeleri boşuna değildir. Böylece, sanki bir "üçüncü
yol" varmış gibi
Gösterilmek
isteniyordu.
M. Kemal
Hareketi gerçekten emperyalizme karşı olsaydı, emperyalistlerin bölgedeki
çıkarlarına ciddi bir
Darbe
indirseydi başkalarına örnek gösterilmesi söz konusu olur muydu?**
Emperyalist
devletler sömürüp baskı altında tuttukları, kaynaklarına el koydukları
ülkelerdeki hayati
Çıkarlarının
tehlikeye girmesini isterler miydi? Batılılar, artık klasik sömürgeciliğin
gününü doldurduğu bir
Dönemde, M.
Kemal liderliğinde aralanan kapının yeni sömürgeciliğin yolu olduğunu çok iyi
biliyorlardı...
M. Kemal
Hareketi, emperyalizmin çıkarlarına zarar vermiyordu ve emperyalizmle yeni bir
"dengenin
Kurulması"
demekti. Asya'nın, Afrika'nın, Latin Amerika'nın mazlum halkları, M.
Kemal'inkine benzer bir yol
İzledikleri
sürece, emperyalizmin bundan hiçbir zararı olmazdı...
Emperyalistler,
Türkiye'deki düzeni diğer azgelişmiş ülkelere örnek göstermekten çıkar
umuyorlardı. Bu
Amaçla, M.
Kemal Hareketi "ilerici" bir hareket olarak gösterilmek
isteniyordu... Böylece, "ilerici" bir görüntü
Veren bir cila
altında sömürgeciliğin yeni bir biçimi sergileniyordu. Sonradan buna
neo-colonialisme (yenisömürgecilik)
Denilecekti.
Yaklaşık yetmiş yılda yaşadıklarımız, yapılan tüm abartmaların, ideolojik Zorlamaların
ne anlama geldiğini gösteriyor.
Azgelişmişlik sürecindeki diğer
ülkelerden Türkiye'nin gerçekten bir farkı var mı? Eğer bugün Türkiye
Batılıların
her istediğini yaptırabildikleri bir ülke olmaktan kurtulamamışsa, bunun
nedeni, ülke kaynaklarını
yerli asalak
sınıfların emperyalistlerle ortaklaşa talan etmeleri ve sağlıklı gelişme
yollarını tıkamalarıdır.
İşte bu talan,
M. Kemal'in kişiliğinin gerisine gizlenerek yapılıyor.
Asalak
sınıfların ve emperyalistlerin sömürüsü devam ettikçe, bu,
"Atatürkçülük" oluyor. Bu sömürüye karış
Çıkan her kim
olursa, "Atatürkçülük yolundan sapmış" sayılıyor M. Kemal, mülk
sahibi sınıfların siyasal ve ideolojik temsilcisi olarak, o sınıfların
çıkarlarını
Gerçekleştirmek amacıyla bazı
"inkılaplar" yaptı.
**********
KAYNAK:
Doç. Dr.
Fikret Başkaya, Paradigmanın Iflası, Doz Yay., Istanbul 1991, sayfa 97, 98.
Yorum Gönder